Endüstri 4.0’ın Jeotermal Yatırımlara Uyarlaması

Endüstri 4.0’ın Jeotermal Yatırımlara Uyarlaması

Cihan Çanakçı

İlk sanayi devrimi (1.0) su ve buhar gücünü kullanarak mekanik üretim sistemleri ile ortaya çıktı. İkinci sanayi devrimi(2.0) ile elektrik gücünün yardımıyla seri üretim ile başladı. Üçüncü sanayi devriminde (3.0) ise dijital devrim, elektroniklerin kullanımı ve BT (Bilgi Teknolojileri)’nin gelişmesiyle üretim daha da otomatikleştirildi.

Sanayi devriminin dördüncü jenerasyonu olarak nitelendirilen, ilk kez 2011 yılında gerçekleştirilen Hannover Fuarı’nda adı duyulan Endüstri 4.0 (Industry 4.0; i4.0), Alman Federal Hükümeti’nin sağladığı desteklerle günümüz sanayisinde yerini aldı. İleri gelen teknoloji devleri ABD ve Japonya gibi ülkeler bu endüstriyi desteklediler ve gelecek hedeflerini Endüstri 4.0’a uygun bir şekilde planladılar. Yazılım teknolojileri ile endüstri faaliyetlerini bir araya getiren Endüstri 4.0’ın ana bileşenlerinden ilki olan “Yeni Nesil Yazılım ve Donanım”, bugünün klâsik donanımlarından farklı olarak düşük maliyetli, az yer kaplayan, az enerji harcayan, az ısı üreten, ancak bir o kadar da yüksek güvenilirlikte çalışan donanımlar ve bu donanımları çalıştıracak işletim ve yazılım sistemlerinin kaynak ve bellek kullanımı açısından tutumlu olması hedefidir.

Diğer önemli bileşen ise Nesnelerin Internetidir )Internet of Things). Teorik olarak yeryüzündeki tüm cihazların internet üzerinden birbiriyle bilgi ve veri alışverişi yaptığı, bu amaçla her türlü araç gerece entegre edilmiş sensör ve işleticilerin olduğu, söz konusu sensörlerle veri üretildiği bu akıllı sistem Siber-Fiziksel Sistemler olarak da anılmaktadır.

Bu çalışmada jeotermal sektörün sanayi gelişimine paralel bir şekilde ENDÜSTRİ 4.0 ile tanıştırılması amaçlanmıştır. Endüstri 4.0 ile, jeotermal yatırımların daha tasarım aşamasından başlayarak,

 sistemin izlenmesinin ve arıza teşhisinin kolaylaştırılması,
 sistemlerin ve bileşenlerinin öz farkındalık kazanması,
 sistemin çevre dostu ve kaynak tasarrufu davranışlarıyla sürdürülebilir olması,
 daha yüksek verimliliğin sağlanması,
 üretimde esnekliğin arttırılması,
 maliyetin azaltılması,
 yeni hizmet ve iş modellerinin geliştirilmesi

öngörülmektedir.