Isı Yalıtımı ve Kalorifer Tesisatı Standartları Üzerine Görüşler

Isı Yalıtımı ve Kalorifer Tesisatı Standartları Üzerine Görüşler

Alpin Kemal Dağsöz, Kemal Gani Bayraktar, Hüseyin Ünveren

Ülkemizde son olarak 1999’dan beri enerji krizi yaşanmaktadır. Yerli kaynaklı enerji üretimimizin tüketimi karşılama oranı ise %30 olup 2020’de %25’e düşeceği saptanmıştır. 1999 verilerine göre enerji tüketimi dağılımı %37 sanayi, %32 konut, %23 ulaşım, %5 tarım, %3 diğer sektörlerinde olmuştur. 1999’da sadece elektrik dış alımına 1,525 milyar dolar ödenmiş olup, petrol ile doğal gaz için de yaklaşık 6 milyar dolar giderimiz vardır.
Yukarıdaki tablo enerji tasarrufunun önemini ortaya koymaktadır. Konutlardaki enerji sarfının %80’i ısıtma gayesiyle harcanması yanında sanayide lojmanların, sosyal tesislerin ve idare binalarının ısıtılmaları da göz önüne alındığında ısı yalıtımı ile kalorifer tesisatı standartlarının önemi ortaya çıkmaktadır. Yenileştirilen Nisan 1999 tarihli TS 825 “Binalarda Isı Yalıtım Kuralları” isimli standart Mart 1988 tarihli standarda nazaran büyük yenilikler getirmesine rağmen yeterli olduğu söylenemez. Almanya’da ilgili standarda da her üç senede bir iyileştirme yapıldığı gibi ülkemizde de TS 825 standardı kısa sürelerle iyileştirmelidir. Yeni haliyle bile çoğu Avrupa ülkelerinden %40-60 civarında daha fazla enerji kaybı söz konusudur. TS 2164 “Kalorifer Tesisatı Projelendirme Kuralları” isimli standart Ekim 1983 tarihli olup ısıtma devrelerinde kullanılan yeni teknolojilerden çok geride kalmıştır. Ayrıca her iki standart arasında da aykırılıklar bulunmaktadır. Her iki standardın iyileştirilmesi ve yenileştirilmesi ile %40’ları aşan enerji tasarrufu sağlanması söz konusudur.
Yapılarda enerji tasarrufunun sağlanması ise özellikle binalarda, ısı yalıtımı ve kalorifer tesisatı ile ilgili standartların içeriklerinin iyi olmalarına bağlıdır. Ülkemizde bu konularda yürürlükte olan standartların yeterli oldukları söylenemez. Bu çalışmada her iki standart hakkında görüşler ayrı ayrı belirtilmiştir.