Yapılarda Hava Kalitesi ve Enerji Ekonomisi

Yapılarda Hava Kalitesi ve Enerji Ekonomisi

Fatma Sıdıka Çölaşan

Yapılarda hava kalitesi konusu gündeme gelmeden önce konfor şartları; kullanıcıların çoğunluğunun yapı içinde kendilerini rahat hissettikleri iç hava sıcaklığı ve nem oranı olarak tarif ediliyordu. 1970’lerde ortaya çıkan enerji krizi sonucunda tasarım mühendisleri, bina sahipleri ve işletmeciler enerji tüketimini en aza indirmek üzere projeler üretmeye başladılar ve en kolay kısıntı yapılabilecek olan havalandırma ve klima tesisatına el attılar. Daha sonra 1980’lerde görüldü ki enerji ekonomisi sağlamak üzere yapılan fedakarlıklar, insan sağlığını negatif yönde etkilemeye başlamıştır. Şu anda tarifi kesin olarak yapılamamakla birlikte, mühendislerce nedenleri bilinen “Hasta Yapı Sendromu” durulmakta ve yapı malzemelerinden başlayarak; koku, sıcaklık, nem oranı, Radon gazı, hava kirliliği, taze hava miktarı gibi bir dizi etken incelenmekte, bulgulara göre kullanım tabloları tekrar düzenlenmektedir. Sağlıklı yapı elde etmenin yanı sıra, minimum enerji kullanımını sağlamak üzere enerji kaynakları yeniden gözden geçirilmekte, atık enerjiden faydalanma yolları geliştirilmektedir.

Yapılarda, özellikle genel kullanıma açık binalarda, iç hava kalitesinin önemi giderek artmaktadır. Bu kısa konuşma sırasında, iç hava ile ilgili konfor ve sağlık koşulları, kullanım şikayetleri, hava kirletici kaynaklar, iç çevre koşulları, iç hava kalitesi için gereksinmelerden bahsedecek; hava kalitesini yükseltmeye yönelik çalışmaların, enerji ekonomisiyle çelişen noktalarını ve önerilen çözümleri vurgulamaya çalışacağım.